DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Niçin kültür alanında iktidar olamıyoruz” sorusunu, Tanpınar’dan ilhamla, şu şekilde değiştirmeyi öneriyorum: Kültür alanında muktedir olsaydık bunu fark edebilir miydik?
Sürgün bir “kış ruhu”dur. Faşizmden kaçıp Belçika’nın küçük sahil kenti Oostende’de yolları kesişenler arasında özellikle iki isim öne çıkar: Stefan Zweig ve Joseph Roth
Sinema literatüründe “mekânın minimalist kullanımı” diye bir kavram bulunup bulunmadığını bilmiyorum. Yoksa bile, Kim Ki-duk’un bu filminden sonra icat edilmeliydi gibi geliyor bana
Üç, çok hayırlıdır, çok uğurludur, çok dengelidir ve ayrıca çok da sağlamdır. Ama… Tanrısal ve sihirli olan her şey gibi bir parça tekinsizlik de içerir...
Kış demek ölüm demek. Kalanın ise cesetleri taşıması demek; çuvalda, battaniyede ve tabutta. Kış demek savaş demek. Kış, kıyamet demek. Kopuyor demek.
Poetik başlangıç, kendisinden sonra ortaya çıkanı, gerek imgesel, gerek tematik ve gerekse nedensellik bakımından kendi içinde taşıyan moment demektir. Modern Türk şiirinde kışı ve onun hallerini Tevfik Fikret keşfetmiştir...
Tezer Özlü, Füruzan, Orhan Pamuk, Tolstoy, Thomas Mann ve daha fazlası... Aşkın ve ölümün, arınmanın ve umudun sınırlarında edebiyattaki kar izlerinin peşine düşüyoruz
O yağmaya başlayınca her şey çocukça bir coşkuyla birbirine bağlanıyor... İnsan sonunda çocuk olmak istiyor ve kar kadar çocuk olan bir şey yok dünyada
Bir şeyin gerçek olup olmadığı eski önemini yitirdi. Önemli olan kazanmak, öne geçmek, hâkim olmak...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.